|
SİTEYE HOŞ GELDİNİZ - Aşk Şiirleri
|
|
|
|
Aşk Şiirleri
Acemi Aşık |
|
ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlar
sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
bense kendimi usta zannediyordum bu işlerde
yağmur gibi akıp giden yıllardan geriye ne kaldığını bilmiyordum seni tanıyana dek
ama farkındaydım yinede
ne zaman seninle olsam
tanıdık bir kus cıvıltısıyla uyanıyordum her sabah
şimdi ise kırılgan mektuplar yazıyorum
hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden
namımın olsun
ben sende ülkemi sevdim hüzün dolu yağmurlarla tasan boynu bükük nehirleri
ben sende yolları sevdim dallarına hiç bir kusun kopmaya bile yanaşmadığı ağaçlarla kaplı yolları
ikimizde acemi birer asıktık o zamanlar
ve çoğu zaman ne yapacağımızı bile bilmeden serseri dolaşırdık sokaklarda!!!... |
Acıların Kıyısında |
|
Çocuk düşlerimizle bir dünya kurmuştuk
Yüreğimizi çevirmiştik güneşe
acıların kıyısında oturmuştuk
karanlıklar sürdü bizi ateşe
Yapraksızdık, güz mevsimiydi
vurdular türkümüzü, kırdılar sesimizi
Dalgakıran dönemiydi
Koyaklar unutmadı adresimizi
Sevdasız aşksız kalmıştık
umuttu dağların ardı
hep büyük hülyalara dalmıştık
yanımızda yiğitler vardı |
Bahar Sevdalarında Üşürsün |
|
sönen bir ufkun aydınlığında beyaz sevda
esintileri gelirken yüreğine,
son vapurun kalkacağı rıhtımda,görmeden
sevda güneşini, gidecekmisin sen.
seni görmek için gelirim istersen,son kez
sana sevda pınarlarından,
bana ancak benden çok sen yetersin,anlarsan
eger yüregimin avuçlarında.
sevdanın her hecesi aşktır bana,ismine
sevgiler yazıldı, ölümü olmayan,
kirpiklerim örtsede gözlerimi,vuram
vuram yıllar gelir,usanmaz beklerim seni.
bahar sevdalarında sevdamla üşürsün
bedenin titrer,bensizliğe sarılırken,
ağıtlarımı koynumda gizledim,ağladığımı
görme sakın,hüzün akşamlarında..... |
Bakışının Karanlığına |
|
Bakışının karanlığına hapsolan güneş
Yağmur sıcaklığında mevsimleri,
Şahdamarından yakalar hasretin.
Bir acı hikayedir zaman
Çatlayan dudaklarında
Repertuarımda yalnızlık
Kabarık bir müzikaldir
Re’si kırık notalarım
Hüzzam makamında
Gamlı çalar sazım hep aynı türküyü
Buruk sevdaların
Çöllerde düşen bahtı kara resitalleri
Bir anka kuşundan kalan küller
İşarettir direnen güller
Yeşeren zaferlere
Sancısı başlar eylülün
Doğumları doğuran bir yükseliş türküsü
Kırılan plaklarda çalan
Ölümün busesi konar taş kesilen alnıma
Baykuşlar istedikleri kadar konsun
Darağacına yakın çatılara
Uğursuzluk onun eseri değil
Gölgesi düşen talihimin
Kırlangıç küstüren gökyüzü
Camı açılmamış pencereden içeri girer
Mavi düşlerime
Gül hala solmamıştır zihnimde
Sen solarsın lakin yüreğimde
Gidişin ayın vuruluşu kalbinden
Geceye kan bulaşır
Yıldızlar kurşuna dizilirken |
Caddeler |
|
Sonsuzdan gelip
Sonsuza uzanan
Bir caddedir hayat yolu
Bakımlıdır bazı kaldırımları
Taş topraktır bazıları
Gidişi olup dönüşü olmayan
Bir caddedir hayat yolu
Sağa sola kıvrılan
Sokaklar... Sokaklar...
Ah! o sokakların
Kimisi ışıl ışıldır geceleri
Kimisi ay ışığını görmez besbelli
Her köşe başı parselli
Girerken ödersin ücreti
Kimisi bahşişler savuşturur havalara
Kimisi muhtaç küf kokan tokluklara
Tefeciler pohpohlanır da
Satın alınır alın terleri üç kuruşa
Satılık yürekler vardır dükkanlarda
Satılıktır sevdalar, dostluklar
Gidişi olup dönüşü olmayan
Bir caddedir hayat yolu... |
Canına Can Verdim |
|
Canına can verirdim
Sen bir nazlı gül olaydın
dalına yaprak olurdum
canına can verirdim
acına toprak olurdum
sen bir damla yaş olaydın
başına bulut olurdum
düştüğün denizlerden
her damlanı bulurdum
sen bir türkü olaydın
kıskanırdım rüzgarlardan
kalbime koyardım sesini
yalnızca ben duyardım
tual olaydın fırçalarıma
sevginin rengine boyardım
ne okşardım saçını
ne öpmeye kıyardım
ne elveda eder
ne görmeye doyardım
sen de sevseydin beni
başımın üstüne gezdirirdim
kalbimin içine koyardım
canına can verirdim
kanına kan veririrdim
sende sevseydin beni
sende sevseydin beni
yağmur olur yağardım
bulut olur ağardım
yoluna toprak olurdum
dalına yaprak olurdum
sen de sevseydin beni
sende sevseydin beni
aşkına çıra olurdum
pervane olurdum ışığına
etrafında döner dururdum
sende sevseydin beni
önüne yol olurdum
kapına kul olurdum
sende sevseydin beni
sen de sevseydin beni
canına can verirdim
kanına kan verirdim
sen de sevseydin beni… |
Cevap Ver! |
|
Gözümden dökülen bir gözyaşımın
Bedeli kaç kuruş bilir misiniz?
Çatlamakta olan sabır taşımın
Hakkını ödeyebilir misiniz? ...
Nice sevdaların hicranı bende
Siz sevdanızdan habersiz misiniz?
Dostun,karşında acı çekerkende
Siz hayata gülebilir misiniz? ...
Gidebilir misiniz sırt çevirip?
Söyleyin,gerçekler çıksın ortaya
Yoksa,beraber devranı devirip
Bilelim,nerdeymiş edep ve haya...
Bulamadım orta yolu,ben neden?
Yanlış olan,çok ama çoksevmek mi?
Nerede şimdi,beni bir bir terkeden?
Benden isteğin,ateşten gömlek mi? |
Daha Ne Bekliyorsun |
|
Daha neyi bekliyorsun çık da gel
Ayrılığı tattırmak mı amacın
Kim senin önüne koyuyor engel
Yüreğinden attırmak mı amacın
Zaten özlettin kendini aylardır
İnan gönlüme bir asır kadardır
Yüzünü ne bilen ne gören vardır
Kendini unutturmak mı amacın
Gönlümce sevgimin senden umarı
Sana bağlı hayatın,can damarı
Kesersen felek indirir şamarı
Yaramı kanattırmak mı amacın
Boş vermelere borçlandım neşemi
Bilmez miyim kötüye gidişimi
Yoksa düşürceğin yer baş köşemi
Kafamı oynattırmak mı amacın |
Dalarken Gözlerine |
|
( içimde bulutsun , bu yürek seni nasıl unutsun... ??)
bir bulut sandım seni bu da yağar gider demiştim
nerden bilecektim kirpiklerimden döküleceğini
razıyım ya gözümün önünde gökyüzünde kal
ya beni de götür bu özlemi uyutamıyorum
yine gölgen üstüme yürüdü
özlem dolu dolaşmalarım ondan
ömrümden uzun olsa da bu aşk
her gece sensiz gece aysız doğmazken
bu sevginin işkencesine katlanarak yaşıyorum
her gün çürürken özleminde ölüm bile hoş gelir
sensizlik artık zehir gibi seni senden istiyorum
bak kapadım gözlerimi düşlerime düşersin diye
bir başka yaşamaktayım bir başka ölürken
gel vefasız olma bu mahsun sevgime karşı
istemem sen dışında kimse gelmesin yanıma
görmek istemem kimseyi dalarken gözlerine |
Efsane aşkım |
|
soğuk kış gecelerinde
tarifsiz bir karanlığın tam ortasındayım
gözyaşlarım süzülür
ılgıt ılgıt yanaklarımdan
bitmeyen hüzün
tükenmeyen kederler taşırım benliğimde
haykırsamda yalnızlığımı boşadır
bulamam derdime çare.
Aşkların efsane olduğu
mutluluğun kutsal sayıldığı
devirlerede yaşamadım ben.
benim devrimde aşklar eğlenceliktir.
basit yaşanır basit ölür.
ne gözyaşı dökülür pınarlardan
nede acı çekilir gidenin ardından
böyle bir devirde
tutuldum ben sana
düştü kalbime bir ateş
yanar durur alev alev
ne uykularım kalır ne huzurum
dedim ya
böyle bir devirde
rastladım efsane aşkıma |
Ellerinden Tutup Yemin Ederken |
|
İnandım ayrılık yok bize derken
Çaresiz bırakıp çeki giderken
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
Kapında çok gecem sabah olurdu
Dostlarum hep beni sarhoş bulurdu
O bitmez nazların beni de yordu
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
Mutluluk yerine acı bulasın
Bir lokma ekmeğe muhtaç olasın
Selamsız sabahsız yalnız kalasın
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin |
Fahriye Abla |
|
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla,
Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye Abla! |
Firari Aşk |
|
Hafif meşrepli arzularca kuşatılmış
Dağ bayır serpilmiş gerilla yüreğim
Devriyeler kol geziyor
Mıntıkam ateş çemberi
Kurşunlar sürülmüş namluya
Gıyabımda vur emri...
Kuş uçurtmuyorlar düş mahsülü şafaklarda
Yaralı ve kaçak kokusu almış besili itler
Eşgalim yansımış ayışığına
Anılar katlime ferman
Cebimde bulunmuş hıyanete uğramış emanetler...
Firari duyguların esiri olmuşum
Pusular sonbahar hüznü
Baskınlar yıldızlar geçidi
Tütsülenmiş türkülerle yoğrulmuşum
Kan kaybediyorum umarsız
Nabzım kördüğüm
Keskin Nişan sırtımdan vurulmuşum...
Medet budalası umutlar
Serzeniş baş belası
İnandığın sevdalar adına
Başkoyduğun kavgalar aşkına
Gelip sığınmışım kapına
Aç yüreğini
Yum gözlerini
Ele verme beni... |
Gece ve Ben |
|
Ne sabahı olur artık bu gecenin
Nede geri gelir ilkbaharım
Bulutlar ağlarda için için
Bir benim ıslanmaz göz pınarlarım
Ah dostum birkaç saat önce
Oturuyordun karşımda öylece
Şimdi sabah olur mu artık bana
Geceyle, ben verdik baş başa
Ki çok zor tuttum kendimi
Gözlerine değmemek için
Buğum buğum akıttım terimi
Yüreğim yanarken için için
Ne sabahı olur artık bu gecenin
Nede geri gelir ilkbaharım
Bulutlar ağlarda için için
Bir benim ıslanmaz göz pınarlarım |
Geç Olmadan Gel |
|
Yılların üzerine asırları bindirmeden
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
Saçlarımın aklarına, arkadaşlar eklemeden
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Yanıp da kor olmuş gönül bağıma
Sayende doymadığım gençlik çağıma
Karları yağdırmadan hasret dağıma
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Geleceğim karanlık, geçmişim hüzün
Rüyalarıma rehberlik eder o melek yüzün
Beklediğim tek şey yemyeşil gözün
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Almadan son nefesimi, sensiz dünyada
Ellerini tutar, saçlarını okşarım yalnız rüyada
Buluşmadan sevgilim öbür dünyada
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel... |
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
|
|
|
|